Avokadonun Yararları

Herkese merhaba:) 
Bu yazımda sizlere düzenli olarak tükettiğim ve özellikle kış aylarında cildime, vücuduma çok iyi geldiğini düşündüğüm bir meyve olan avokadodan bahsetmek istedim.

Avokadonun kozmetik alanında da çok kullanıldığını görüyoruz ve nem verme, yenileme etkisi ile tanıyoruz. Ancak avokadonun saymakla bitmeyen faydalarına da değinmek istedim. 



Ben haftalık meyve-sebze alışverişimde mutlaka 2-3 adet avokado almaya özen gösteriyorum. İnternette farklı cilt tipleri için birçok avokado maskesi tarifi bulabilirsiniz ancak ben bu yazımda maske tarifi paylaşmayacağım çünkü kendim bu denli pahalı ve yüksek besin değerine sahip bir yiyeceği püre haline getirip yüzüme sürerek fayda beklemektense direkt olarak yiyerek bütün vücuduma fayda sağlamasını daha doğru buluyorum. Tabii ki tercih edenler maske şeklinde de kullanabilirler.

Avokado alırken eğer hemen yiyecekseniz yumuşak, parlak ve yeşil renkli olmasına, sallayınca içindeki çekirdeğinin de sallanmasına dikkat etmek gerekiyor. Hemen değil de birkaç gün sonra tüketecekseniz sert olanlarından alabilirsiniz. Çünkü avokado dalında değil dalından toplandıktan sonra olgunlaşmaya başlayan bir meyve. 
Faydalarına gelecek olursak, A,C,E ve B grubu mineralleri açısından oldukça zengin bir meyve. Enerji değeri çok yüksek ve protein, potasyum gibi mineralleri de içermekte. Bu sayede doku yenilenmesi ve yara iyileşmelerine çok büyük katkı sağlar. Lutein ve gluthation gibi antioksidanları içerir, hücreleri korur, hücresel yaşlanmayı yavaşlattığı için hastalıklara karşı da koruyuculuk gösterir. Aynı zamanda bağışıklık sistemini de güçlendirir, içerdiği doymamış yağ asitleri sayesinde kandaki kolestrolün yükselmesini önler, kalp-damar sağlığı bakımından çok yararlıdır. Kansere karşı korunmaya katkı sağlar. Özellikle büyüme çağındaki çocuklar ve hamile-emziren anneler için vitamin ve mineral zenginliği açısından bulunmaz hint kumaşıdır. Üreme sisteminin sağlıklı çalışmasına yardımcı olur. Yatıştırıcı ve nemlendirici özelliği ile sadece cilde değil egzama ve sedefli bölgelere de iyi gelir. İçerdiği yüksek orandaki potasyum, depresyonla savaşmak için birebirdir ve seratonin yani mutluluk hormonu salgılanmasında büyük rol oynar. Kanın alkali dengesini korur ve önemli bir demir kaynağıdır. Bunlar benim sayabildiğim faydaları, daha pek çok önemli yararı bulunan bu meyveyi siz de tüketmeye çalışın.

Ben birkaç farklı şekilde tüketiyorum. Bazen bol limon sıkarak yiyorum. Bazen püre haline getirerek, limon suyu, havuç ve kereviz rendesi ile karıştırarak salata halinde tüketiyorum. Kabuğu soyulmuş, çatalla ezilmiş avokadoyu başka bir şey eklemeden sarımsaklı yoğurt ile de yiyebilirsiniz. Dövülmüş ceviz, ezilmiş avokado ve bal üçlüsü de harika oluyor. Ben çok tercih etmiyorum ama siz aynı mantar sotesi yapar gibi mantar yerine avokado koyarak yemek de yapabilirsiniz.

Ayrıca omlet yaparken peynir yerine avokado da çok yakışıyor. Ben taze tüketmeyi tercih ettiğim için çok fazla pişirerek öldürmeyi istemiyorum. Her durumda olgunlaşmış halde ve kabuklarını soyarak yiyorum. Kabuklarını tabii ki atmıyorum, salatalıkta olduğu gibi temizlenmiş cildime güzelce yapıştırıyorum, yüzümde, boynumda, ellerimde kabukları suyunu çekene kadar daha doğrusu avokadonun nemini cildim emene kadar bekletiyorum. Gerçekten bu meyvenin çok faydasını gördüm. Tüketmeye başladığımdan beri cildim daha elastik ve parlak bir hal aldı.
Siz avokado seviyor musunuz? Nasıl tüketmeyi tercih ediyorsunuz? Fikirlerinizi yorum olarak paylaşırsanız çok sevinirim.
Sevgiler
Evrim